FOMO Daha Fazlası Yok: Martina Harts

Lüks moda çöpçatanı ve üç çocuk annesi Martina Harts, inanılmaz yoğun programından zaman ayırarak Bubulander için özel olarak birkaç soruyu yanıtladı. Konular mı? Bir tutam annelikle birlikte iş dünyası tabii ki!

Kopenhag merkezli bir lüks moda tedarik şirketi olan FOMO Call'un kurucusu Martina Harts, küresel moda endüstrisinde kendine benzersiz bir yer edindi. Dünyanın dört bir yanındaki müşterileri için nadir ve çok beğenilen parçaları temin etmesiyle tanınan FOMO Call, seçkin lüks ile eş anlamlı hale gelmiştir. Vogue Scandinavia, Harper's Bazaar ve Børsen gibi yüksek profilli yayınlarda yer alan Harts, sıra dışı olanı sunma konusunda ün kazanmıştır. Modadaki ihtiyaçlara dair anlayışı, onu Vogue Scandinavia'da düzenli bir köşe yazarı haline getirdi ve burada moda dünyasında aylık olarak kaçırılmaması gereken “The FOMO List ”i hazırlıyor..

FOMO Call'un tohumları Martina'nın hayatında çok önemli bir zamanda atıldı. İkinci çocuğunun doğum iznindeyken, eczacılıktaki önceki kariyerinin artık tatmin edici olmadığını fark etti. Yeni bir şeyler ararken, ABD'de başkaları için kaynak bulmaya başladı ve ayda 200-400 € karşılığında çalıştı. Zamanla basit bir model geliştirdi: envanter yok, sadece belirli müşteri taleplerini sabit bir ücret karşılığında yerine getiriyor. Bu, hızla tutulan ve FOMO Call'u başarıya giden yola sokan bir stratejiydi.

Peki FOMO Call'u gerçekten benzersiz kılan nedir?

FOMO, Avrupa'da sabit ücret esasına göre çalışan ve ürün teslim eden tek kayıtlı kaynak şirketidir. Ürün ne olursa olsun, kişi ne olursa olsun, iş ne olursa olsun... fiyat değişmez. FOMO, ayrıcalık ve nadirliğin genellikle fiyatları yükselttiği bir sektörde şeffaflık ve öngörülebilirlik sunuyor. Bugün, dünyanın dört bir yanında 24 saat çalışan 10 kaynakçıları var.

Martina kendini sık sık kaynak bulmanın duygusal yönünü düşünürken buluyor. Bu sadece bir ürünü bulmakla ilgili değil, aynı zamanda onun uyandırdığı hisle de ilgili." İnsan olduğumuzu anlamak çok önemli. Eşyalara bağlanırız” diyor ve ekliyor: ”Uzun bir arayıştan sonra nadir bir parça bulunduğunda duyduğum sevinç tarif edilemez. Bu başarı hissi benim devam etmemi sağlıyor." Bu hızlı tempolu, yüksek riskli dünyada her gün, bulunması zor bir çift ayakkabıdan müşteri için bir ifade parçası haline gelen türünün tek örneği bir çantaya kadar benzersiz bir talebi karşılamak için yeni bir fırsat getiriyor.

Lüks moda pazarında şu anda hangi trendleri gördüğünü ve gelecekte nereye gideceğini düşündüğünü merak ediyorduk.

Şu anda son derece sessiz lüksü benzersiz parçalar, stil ve kişilikle dengeliyoruz. Müşterilerimin sadece tüm kıyafeti güzelleştirmekle kalmayıp aynı zamanda onu “siz” yapan o şapka, küpe, çanta, kemer veya bir çift ayakkabıya” yatırım yapmalarını ilginç buluyorum. Önümüzdeki yıllarda bunu daha da fazla göreceğimizden de eminim!

Küresel bir iş yürütmenin gereklilikleri ile anneliğin sorumluluklarını dengelemek hiç de kolay değil. Martina için her şey tutku ve amaç ile ilgili.  “Yaptığım işi sevmeseydim bunu yapamazdım”. itiraf ediyor. İşin adrenalini, o nadir parçayı bulma telaşı ve işinden aldığı kişisel tatmin, hepsini bir arada yürütme becerisini besliyor. “Bu tür bir uyarılma ve adrenalin biz kadınlar için de gerekli. Şahsen ben kişisel ihtiyaçlarım karşılandığında daha iyi bir anne oluyorum. "

‍

Anneliğin FOMO Call'u yönetme biçimi üzerinde derin bir etkisi olduğunu kabul ediyor. Ekibini yönetme yaklaşımı değişti - daha hoşgörülü ve odaklanmış hale geldi, her an değerli olduğu için zamanını akıllıca kullanıyor. Martina ayrıca bire bir toplantılar ve aylık kontroller yoluyla ekibiyle kişisel ilişkilerini sürdürmeyi bir öncelik haline getirdi. Bu ilişkilere yatırım yapmak, güçlü ve başarılı bir iş için kilit önem taşıyor” diyor.

Lüks moda endüstrisinin zorlu temposu ve Martina'nın üç küçük çocuk annesi olduğu gerçeği göz önüne alındığında, günün çok az saati var gibi görünüyor ve hepsini dengelemek beceri ve azim gerektiriyor. Geceleri FOMO Call etrafında dönerken, gündüzlerini ailesine adıyor. “Sabahın üçünde ya da dördünde kendimden geçtiğimde bırakıyorum,” diye gülüyor. “İşte o zaman çocuklar uyurken FOMO Call'a her şeyimi verdiğimi anlıyorum ve inanılmaz operasyon şefim gün boyunca her şeyin yolunda gitmesini sağlıyor."

Tutkularının peşinden gitmek isteyen diğer anneler için Harts'ın bir tavsiyesi var:

“Yapın! Sevdiğiniz bir işi yaparak hayatınızı kazanmanın bir yolunu bulabilirseniz, daha iyi bir insan ve daha mutlu bir anne olursunuz. Kolay değildir ve özveri gerektirir, ancak her gün yatırım yapmaya değer”